Günümüzde teknoloji gelişimiyle paralel olarak insanlar artık sağlıklı yaşam bilincine sahip olmuş durumda. Türkiye’de zeytinyağına olan ilginin çok fazla artmasındaki en büyük etken de budur diye söyleyebiliriz. Sağlıklı, lezzetli bir seçim yapabilmek adına zeytinyağı kullanıcıları, zeytinyağının kaliteli olup olmadığını merak ediyor ve bununla ilgili yeteri kadar bilgiye sahip olamayabiliyor veya yanlış bilgiler ışığında hareket edebiliyor. Bu durumun önüne geçebilmek adına sağlıklı bir yaşam için adım atıp, zeytinyağı tüketimine başlayan kişilere kaliteli zeytinyağının nasıl anlaşılacağına dair dört püf noktası düzenledik. İşte zeytinyağı seçiminde rehber olacak dört püf nokta…
Satın alınacak olan zeytinyağında bakılması gereken noktalardan birisi üretim teknikleridir. Erken hasat mı soğuk sıkım mı gibi sorulara detaylı bir bakış atmalısınız. Zeytinyağının sağlıklı olmasını sağlayan aslında onun bileşenleridir; en önemlisi de polifenol içeriğidir. Polifenoller, erken hasat dönemlerinde çok yoğun içeriktedir. Ağaçta bulunan zeytin olgunlaştığı sürece polifenol içeriği azalırken yağ oranı git gide artar. Bunun için de zeytinin doğru işlenebilmesi adına soğuk sıkım olması, üretimde çok az su kullanılması oldukça önemlidir. Çünkü polifenol, oldukça uçucu ve suda çözünen bir bileşendir.
Zeytinyağı satın alma öncesinde mutlaka koklamalısınız. Zeytin kokusu olarak bilinen ve hatta sanılan koku, aslında zeytinyağında olmaması istenen bir kokudur. Bu kokunun bulaşması demek, meyvenin çok fazla beklemiş olması demektir. Koklatıldığı zaman meyvemsi koku ya da kötü gelen bir koku almamanız gerekmektedir. Taze meyve kokusu, taze çimen kokusu gibi kokular almanız oldukça önemlidir. Hatta kimi zaman pastel boya, yağlı boya gibi kokular da gelebilmektedir ki bu da olmaması gereken bir kokudur.
Zeytinyağının tadını anlamak için dilinizin üzerinde birazcık dolaştırın ve diliniz dışarıda olsun. İyi zeytinyağı demek dilinizin yanlarında ve boğazınızda acılık hissi demektir. Bu acılık hissi size asitlik hatırlatmasın. Aksine içinde çok yoğun antioksidan var demektir. Zeytinyağının sağlığa faydalı yanı da zaten bu onarıcı, gençleştirici etkisinden geçer.
Zeytinyağı satın alma aşamasında aslında en son önemsemeniz gereken şeydir zeytinyağı rengi. Çünkü yağın rengi asla kalitesini göstermez. Piyasada içerisinde renklendirici olan çok fazla zeytinyağı bulunur çünkü. Bu hileli ürünler koyu renklerle size kaliteli gelebilir ancak renk kalitede önemli bir kriter değildir.
Satın alınacak olan zeytinyağın bulunduğu şişenin pet şişe değil de koyu renkli bir cam şişe olmasına özen göstermelisiniz. Çünkü güneş ışığını çok çabuk alan zeytinyağları hemen bozulur. Zeytinyağının asittlik değerinin düşük olması da çok iyi işlendiği anlamına gelmektedir. Genele vuracak olursak da %0,3 değeri altındaki asit değerine sahip olan zeytinyağları kaliteli yağlardır. Ve en önemlisi de zeytinyağının bozuldukça işlevini kaybeden bir ürün olmasıdır. Tercihen alınan zeytinyağı iki ay içerisinde tüketilmesi çok önemlidir. Bütün bunlardan önemli olansa dolum tarihi değil hasat yılı sorgulamanız olacaktır.
Zeytinyağının diğer yağlara oranla çok daha sağlıklı olduğunu ve birçok açıdan kullananlara artılar sağladığını biliyoruz. Peki ya neden bu kadar sağlıklı hiç düşündünüz mü? İlk sebebi tecrübeler ikincisi ise kimyasallarıdır.
5-10 metre uzunluğa erişen ve birçok dinde kutsal bile sayılan zeytin ağacının meyvesi olan zeytin hakkında ne kadar bilgimiz var? Ortalama 1000 yıl kadar yaşayabilen, her zaman yeşil yapraklı olan zeytin ağaçlarının muhteşem lezzette meyvesi zeytinin faydaları neler?
Birçok yemek içerisinde kendine yer bulan ve hatta yemeklere isim bile veren zeytinyağları, farklı hazırlık aşamaları ve adlandırmalarla çok sık karşımıza çıkıyor. Zeytinlerin toplanma zamanları, işlem görme şekilleri en başta olmak üzere birçok sayıda ayrıntıya göre...